Oku!

Oku!

10 Mart 2014 Pazartesi

Senin söylediğin "laf" değil.


Hani söyleriz ya bazen, senin konuştuğunda laf mı diye. Ya da laf değil diye. Bunun altında yatan şey şöyle gelişiyor sanıyorum. Uyumsuzluk kokan laflardan biri bence bu söylem. Hemde nasıl.

Laf nereye konur ? Hiç düşünmedim bende bugüne kadar. Lafı koyduğun yer, dilinin tam ucu değil midir? Dilinin ucunun dokusu ile lafın kimyası-dokusu uymadığında olmuyor, ona laf demek zoruna gidiyor insanın. Burada başka bir deyiş akla geliyor, "laf olsun diye".

Laf nereye konur,ruha da konur mu,neden olmasın. Ama dilin ucunun dokusuna uyan laf ruha konur, daha dilin ucuna yakışmayan lafı ruhuna koyma,ruhun bozulur.

İnsan  mı garip, laf mı? Lafının esiri olan insan mı , insanın esiri olan laf mı makbuldür. Ah o,laflarının esiri olan,lafı, ne dilinin ucunun dokusuna ne ruhuna uymayan insanlar, nasıl gaflete düşmüştür onlar. Onlar iyi ve kötüyü, çirkin ve güzeli ayırt edemezler, körleşmiştir lafları,gözleri, gönülleri. Anlayamazlar, anlatamazlar.

Kendi yazdığı kitabın kapağına,kendi fotoğrafını koyan yazarlar,şairler gibi içinde bulundukları duruma o kadar uzaktır onlar. Onların kitapları okunmaz, laflarına inanılmaz.


Erkin Tura-Tüm hakları saklıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder